2 sene ago · psikologozgeakcay · 0 comments
ÇOCUKKEN ÇOCUKLUĞUNUZU YAŞAYABİLDİNİZ Mİ?
Çocukluk Hüznü…
“Hiç bana sorulmamıştı hanım hanımcık-uslu çocuk olmak istiyor musun diye. Bir anda kendimi hanım hanımcık bir kız olarak buldum.”
Ne zaman annesinin/babasının yanından kalkmayan bir kız çocuğu görsem üzülürüm… Çocuksun sen ya kalk, dolaş, karıştır, kurcala diyesim gelir. Yetişkin biriymiş gibi oturduğun yerden kalkmamak da neymiş?
Çoğunlukla doğrudan kimse de ona demez aslında; gidince orda uslu uslu dur diye. Hanım hanımcık kızımız bilir nasıl davranması gerektiğini; annesini/babasını nasıl mutlu edeceğini… Aslında belki de deli gibi koşmak ister, kahkaha atmak ister, sohbete katılmak ister… Ama ‘çocuklar büyüklerin sözüne hiç karışır mıymış?’ cümleleriyle büyümüştür. Yüksek sesle kahkaha atmak da neymiş; ayıp, hoppa hareketler bunlar diye çekinmiştir gülmeye bile… Annesinin/babasının gözlerinin içine bakar en ufak bir hareketinde; acaba yanlış bir şey mi yaptım kaygısıyla…
“Yavrumuz bizi hiç üzmedi’ diyerek büyütülen bir çocuğun hüznüne şahit oldunuz mu hiç ?” Diye bir soru sormuş yakın zamanda Deniz Şimşek…
Hem kendinizi hem de ebeveynseniz ebeveynliğinizi sorgulatacak cinsten bir soru…
Akıllı-uslu çocuk olabilir mi sizce, olsa da ne kadar mantıklı geliyor kulağınıza? Çocuk dediğiniz delidir… Evet; delidir. Deli doludur. Ne kural bilir ne kaide. Koşar, coşar, bir şeyleri kırar, bağırır, çağırır, ortalığı karıştırır.Yeri gelir etrafındaki insanların rahatsız olması umurunda bile olmaz. Eğer bir çocuk bunları yapmıyor; akıllı uslu bir köşede oturuyorsa muhtemelen o çocuğun üzerinde yoğun bir duygusal ya da psikolojik baskı vardır. Farkında olmadan çocuğunuza “Eğer …… davranırsan üzülürüm” ya da sizin sevginizi kaybetmemek adına “akıllı uslu olmalıyım” diye düşünüp sahte bir kimliğe bürünmüş olmasın. Ne yazık ki birçok anne-baba akıllı uslu çocuk hayali kurarken çocuklarına yoğun bir duygusal baskı yaptıklarının farkında bile değiller.
Janet Lansbury’ nin çok güzel bir tespiti var bu konuda: ” Küçük bir çocuğa koşma, zıplama ya da tırmanma demek; ona nefes alma demek gibidir. ” der. Bu durum bu kadar zorlayıcı bir deneyimdir yani onlar için.
“Çocukluğunu doya doya yaşamamış bir insanın mutlu olması çok zordur.” Der Doğan Cüceloğlu. Çünkü niye zor size anlatayım… Çocuklukta anne-babası üzülmesin, sevgisini kaybetmeyeyim kendi istek ve arzularını reddeden, sahte bir kimlik geliştirmiş bir kişi yetişkin olduğunda bu dinamiği her ilişkisine, her ortama taşır. Eğlence ortamına gider bir taraftan rahat rahat oynayan, keyfine bakan, doyasıya eğlenen insanları görür, özenir onlar gibi davranmak ister; ama bir tarafı onu hanım hanımcık ya da beyefendi davranmaya zorlar. Bu sebeple de girdiği çoğu ortamda yadırganırım korkusuyla doğal, içinden geldiği gibi davranamaz.
Hanım hanımcık-akıllı uslu bir çocuk olan veya çocukluk geçiren herkesin birgün kendi kimliğini bulabilmesi dileğiyle.
.
.
.
.
Uzm. Psk. Özge Akçay .
? Persona Psikolojik Danışmanlık Merkezi –
☎️0551 186 42 41
?Merkez Mahallesi, Cumhuriyet Meydanı, No:8 Kat:1 Gaziosmanpaşa/ Istanbul .